Bazen yenilenebilmek için çürümek gerekir. İçinde kalan küçük tohumları, kendi çürüyen bedeniyle besleyen bir meyve misali… Çürümek ve ölmek gerekir bazen; yeniden var olabilmek için. Tüm hatalı yanlarını öldürürsün, tüm zayıf yanlarını öldürürsün, “bazen de öldürülürsün o ayrı konu” ama o da işe yarar, egonu öldürürsün; huşu büyür, öfkeni öldürürsün; kötü duygu bırakan ne ve kim varsa buharlaşıp gider hafızandan ve yeni bir hırs doğar yaşamaya dair… Yeni bir sen! Hiçbir hasret ve hiçbir nefret kalmamıştır yüreğinde, hafiflersin…
İşte öyle oldu benim hikayelerimde. Tüm hayatım boyunca kaç defa öldüm, aynı boyutta kaç farklı evren yarattım ve tekrar doğdum yenilenerek, ben de bilmem… Ama anladım ki; her doğuşta biraz daha büyüdüm. Her doğuşta “Tanrı’ya teşekkürle” uyandım. Ve şimdi yoluma düşen ışığı görüyor peşine düşmeyi seçiyorum… Ve buradan bir pencereden dünde kalan kendime ve geçmişe doğru sürüklenen, kendilerini tekerrür içinde yerinde saymaya, kendileri için bile eskimeye mahkum olan, kalbi gölgeli herkese; el sallıyorum… 😉
Yorum bırakın