KAÇMAK…

An gelir arkana bile bakmadan uzaklaşmak istersin bulunduğun ve dokunduğunu zannettiğin tüm ortamlardan… Hayatım zannettiklerinden… Aslında içten içe bilirsin yüzeğellikle boğulmuş yapay duygu ve düşüncenin hakim olduğunu… O yapaylık ki içten içe yalnızlaşırtırır seni ve içten içe lanet edersin varolduğunu zannettiğin varolmamışlığa… Sevmeyi bilmek eylemine uzaktan bile bakamayan ruh emici zombilerin cehennemimde kıvranır durursun. Gözler, sözler ve davranışların uyumsuzluğundan yorulur, tam da inanmaya başladığın yerde kırılır, vazgeçişin acısını kabullenerek hayal kırıklıklarını cebine koyar ve arkanı dönüp gidersin… Bir ömre kaç gidiş sığar ki… Bir sabıra kaç yıkılış sığar bilmezsin…

Arafın oyunbaz iblislerinin dinmeyen azapları son umut tükendiğinde bile doymayacaktır bilirsin. İnadına bir umutla dünya üzerinde kalan son gerçek ruhları bulma umuduna sarılır, yaşama tutunursun…

Yaşayan gerçek ruhlar birbirini bulursa ancak sonsuzluğa erecek ve tüm cihanlarda onları mutlu edecek şansı yakalayacaklarını bilirsin… 

Yorum bırakın