NÜMAYİŞ…

Herkes ölür ama herkes yaşayamaz… Büyük kayboluş. Tanrı çekti mi elini üzerimizden?

Her kafanın üzerinde simsiyah bulutlar görüyordu. Işığa yabancılaşmış gözlerle sadece suda gördüğü yansımasına takılıp kalmış narsist misali, sadece yansımalarla zehirlenmişlerdi. Yansımalarla yetiniyor fakat su azıcık bulanınca dağılıyorlardı. Platonun mağara alegorisindeki zincirlenmiş insanlar geliyor neden sonra aklıma… Gerçeklikle uzaktan yakından alakası olmayan, mutluluğa acıkmış ama gerçeğe kör… Işıktan rahatsız oluyorlardı. Azapları dinmiyordu ve dinmeyecekti de… Umursuzca karanlığa koşuyorlardı. Durduramıyordum. Yansımaların yalanına kanıyor, kandırıyorlardı…

Ve;
Açıldı son perde,
Maskelerin ardı yok,
Suretler kayıp
Kirli düzen, fısıltı gibi esen, Cezbedici ölümlü anların sesine kanıyordu…
İçi boşalmış tüm kalpler,
Kendini kemiriyordu…

Yorum bırakın