Günaydın…
Dün geceden bu yana okuduğum haberlerin etkisiyle; bu sabah Barbaros Şansal’ın tarihi sözü kulaklarımda yankılandı…
“B…kunda boğul Türkiye!” Adama çok kızanlar oldu ama Aysun Kayacı misali bu cümlesi sonra sonra tarihe geçer nitelikte olmaya başladı.
Hoş ben o zamanlarda da ne demek istediğini gayet iyi anlayanlar arasındaydım. İsyan ediyordu…
Eğer halk olarak sen durumu anlamayıp hareket etmiyorsan başına geleni hak ediyorsun, anlamı taşıyordu…
Bireysel körlükler fenadır ama sadece kişiyi bağlar kişiyi yakar. Fakat toplumsal körlüklerin bedeli ağır olur, sonraki nesilleri de bağlar…
Şimdi aklıma takılan asıl soru şu; gözünü açmış olanlar ve gelecek için hem bireysel olarak, hem de toplumsal olarak bundan sonra ne yapacaklar…
Öyle ya hiç bir alanın huzuru kalmadı. Adaletten, eğitime, sağlıktan ekonomiye varana kadar hiç kimsenin memnuniyeti yok. Peki ne yapacağız?
Asıl soru bu!
Tümevarımsal olarak düşünmek zorundayız. Yani bireyselden başlayıp genele yayılan değişim ancak bizi kurtarır. Toplumu huzura kavuşturabilir. “Tek başına benim yaptığımın kıymeti olmaz ki” kafasından uzaklaşarak mümkün olur bu durumda…
Yaklaşık on yıl önce başlayan toplumsal bir depresyon içindeyiz. Belki daha öncesine dayamıyor olabilir ama tablonun ağırlaşması son on yıl içinde oldu. Sağa sola savrulan sadece günü  kurtarmaya çalışanlarla doldu ortalık. Aslında depresyon farkındalığı olanlar için kötü bir şey değildir. İçinde bulunduğun durum ya da kişiyi beğenmeme hoşnut olmama halidir. Değişime duyulan arzu barındırır…
O halde değişime adım atmalıdırlar. Tek çıkış bu çünkü!

Yorum bırakın